Hükümet uyuşturucuya karşı sert bir mücadele başlattığında, genç adamın hayatı köklü bir şekilde değişir. Bu savaşın ortasında, hem ailesini hem de inandığı bazı değerleri kaybeden genç, artık tutunduğu ilkeleri korumak için savaşmanın bir teselli kaynağı olduğunu keşfeder. Başlangıçta sıradan bir film yapımcısı olan bu genç, zamanla tam anlamıyla bir devrimci haline gelir. Ancak, devrimci ruhuna rağmen, hükümetin aldığı karardan geri adım atmayacağını ve bu savaşı kazanmak için büyük fedakarlıklar yapılması gerektiğini de bilmektedir. İnançları, davası ve yıkılan ailesi arasında sıkışıp kalan genç adam, çok geç olmadan bir seçim yapmak zorundadır.