Köpek tutkunlarının aşina olduğu gibi, Bloodhound köpek ırkı oldukça iri ve güçlü bir yapıya sahiptir. Bu ırkın en belirgin özelliklerinden biri, keskin koku alma yetenekleri sayesinde iz sürme becerileridir. Yönetmen Jason Richard Miller, bu özelliği hikayesine entegre etmiş gibi görünüyor; zira filmdeki ana karakterimiz dedektif Abel Walker'ı Ed Ackerman bir davanın peşinde izliyoruz. Abel Walker, dedektiflik mesleğine büyük bir tutku beslese de, pek başarılı olduğu söylenemez. Çözdüğü her vakayı baştan sona kadar kayda almayı alışkanlık haline getirmiştir. Bir akşam, çapkın bir kocayı kaydederken, karısı aniden ortaya çıkar ve kocasının yerine kendini öldürür. Abel Walker'ın bu olayla ilgili çektiği görüntüler viral hale gelir ve ona bir ün kazandırır. Bu durum üzerine, kendisine bir kameraman tutarak yeni bir davanın peşine düşer.
Lee Brady Jess Allen, eski karısının kendisini telefonla rahatsız ettiğinden ve bu durumdan endişe duyduğundan bahsederek, Abel Walker'dan yardım almak istediğini iletir. Abel Walker, yeni kameramanı Jim Ridley ile David Foy birlikte araştırmalara başlar. Ancak olaylar, bekledikleri gibi gelişmez. Aksiyon sahneleri açısından biraz zayıf görünse de, filmdeki heyecan verici kovalamaca sahneleri dikkat çekici bir şekilde işlenmiş. Ayrıca, Miller açılış sahnesinde izleyiciyi kolayca yakalayarak filmin akışına adapte etme konusunda oldukça başarılı bir performans sergilemiş. Dedektif hikayelerini sevenler için bu film kaçırılmaması gereken bir yapım. İyi seyirler dileriz.
