Taksi Tahran, İran'ın başkenti Tahran'ın sokaklarında dolaşan, dışarıdan bakıldığında sıradan bir sarı taksi gibi görünen bir aracın hikayesini anlatıyor. Ancak bu taksi, sıradanlıktan oldukça uzaktır. Tahran'ın karmaşık ve renkli caddelerinde ilerleyen bu taksi, her türlü yolcuyu ağırlıyor. Yolcuların çeşitliliği kadar, onların paylaştığı hikayeler de bir o kadar farklılık gösteriyor. Taksi şoförü ise ünlü yönetmen Jafar Panahi'dir. Devlet tarafından film çekmesi yasaklanan Panahi, sanatını icra etmenin alışılmadık bir yolunu bulmuş; taksi şoförlüğü yaparak, aracına yerleştirdiği kamera ile yolcularını kaydediyor ve onlarla çeşitli konularda sohbetler gerçekleştiriyor. Bu röportajlar, izleyicilere Tahran'ın toplumsal ve kültürel dinamiklerine dair derin bir bakış açısı sunuyor.
Yolcular arasında mahalle esnafından öğrencilere, öğretmenlerden çocuklara kadar geniş bir yelpaze bulunuyor. Her birinin anlatacak bir hikayesi ve paylaşacak düşünceleri var. Panahi, bu sohbetler aracılığıyla izleyicilere dram ve komedinin harmanlandığı zengin bir Tahran manzarası sunuyor. Film, yalnızca takside geçen sıradan yolculuklardan oluşmuyor; her yolculuk, evrensel temaları işleyen küçük yaşam kesitleri sunuyor ve izleyicilerin Amerika'dan Avrupa'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar kendilerinden bir şeyler bulmalarını sağlıyor. Taksi Tahran, klasik film formatının ötesine geçerek, gerçek yaşamdan kesitler sunmasıyla dikkat çekiyor.
