Alex Fletcher, 1980'li yıllarda pop müziğin parlayan yıldızlarından biri olarak tanınmış, ancak zamanla unutulmuş bir sanatçıdır. Şu anda hayatını kasaba panayırlarında ve eğlence parklarında nostaljik performanslar sergileyerek sürdürmektedir. Karizmatik ve yetenekli bir müzisyen olan Alex, ünlü diva Cora Corman'dan birlikte bir şarkı kaydetme teklifi aldığında, geçmişteki ihtişamına geri dönme fırsatını yakalar. Ancak, yıllardır beste yapmamış ve söz yazmamış olan Alex’in, sadece birkaç gün içinde hit olabilecek bir şarkı yaratması gerekmektedir. Bu süreçte, hayatına giren ilginç ve çekici botanikçi Sophie Fisher’ın söz yazma yeteneği, zor durumda olan müzisyenin dikkatini çeker. Kötü bir ilişkiden yeni çıkmış olan Sophie, özellikle de birine bağlanmaktan korkan Alex ile işbirliği yapmaya pek istekli değildir.
Alex ve Sophie’nin piyano başında geçirdikleri zamanla aralarındaki çekim giderek artar. Ancak, gerçek sevgi ve başarıyı elde edebilmek için her ikisinin de korkuları ve müzikle yüzleşmeleri gerekecektir. Bu süreçte, geçmişin izleri ve geleceğin belirsizlikleriyle dolu bir yolculuğa çıkacaklardır. Alex, Sophie’nin yaratıcı yeteneklerinden faydalanarak yeni bir başlangıç yapma umudunu taşırken, Sophie de kendi içsel korkularıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. İkili, müziğin ve duyguların birleştirici gücünü keşfederken, birbirlerine olan bağları da derinleşecektir.
