Dünya çapında bir fenomene dönüşen Facebook, Türkiye’de de milyonlarca insanın hayatına dokunan bir sosyal paylaşım ağı haline geldi. Peki, bu dev platformun arkasındaki hikaye nasıl başladı? Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ve arkadaşlarının öyküsü, hem teknoloji dünyasına yön veren bir başarı hikayesi hem de etik tartışmalarını beraberinde getiren bir dönüşüm süreci sunuyor.
Ekim 2003’te, Harvard Üniversitesi öğrencisi Mark Zuckerberg, kız arkadaşı tarafından terk edilmenin öfkesiyle hareket eder. Sarhoş bir halde okulun sistemine sızarak, kampüsteki kız öğrencilerin fotoğraflarını bir araya getiren bir platform oluşturur. Facemash adını verdiği bu site, kullanıcıların iki fotoğraf arasından daha çekici bulduklarını seçmelerine olanak tanır. Site kısa sürede büyük ilgi görse de hem kadınlara yönelik ayrımcı yaklaşımı hem de kişisel verileri izinsiz kullanması nedeniyle Harvard yönetiminin tepkisini çeker.
Facemash kapatıldıktan sonra Zuckerberg, daha geniş kapsamlı bir platform oluşturma fikri üzerinde çalışmaya başlar. Başlangıçta yalnızca Harvard öğrencileri için tasarlanan bu yeni site, kısa sürede diğer üniversitelere de yayılır. Ivy League’den Silikon Vadisi’ne uzanan bu serüven, Facebook’un küresel bir sosyal medya devine dönüşmesini sağlar.
Günümüzde sosyal medyanın en büyük isimlerinden biri olan Facebook’un yükselişi, dijital çağın en büyük başarı hikayelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak platformun doğuşu, etik sınırların ihlali, gizlilik sorunları ve toplumsal etkileri gibi pek çok tartışmayı da beraberinde getiriyor. Mark Zuckerberg’in hikayesi, sadece bir girişimcilik öyküsü olmanın ötesinde, teknolojinin ve internetin bireyler üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor.
