2027 yılında geçen ve tamamen distopik bir evrende geçen Son Umut filmi, dünya genelinde çözülmemiş bir sebepten ötürü neredeyse yirmi yıldır insanlığın üreme yeteneğini kaybettiği bir durumu ele alıyor. Bu korkunç gerçek, gezegenin sonunu hızla yaklaştırırken, Britanya bu zorluğa karşı koyabilen tek ülke olarak öne çıkıyor ve uygarlığını sürdürmeye çalışıyor. Diğer ülkelerden gelen insanlar, Britanya'da daha güvenli bir yaşam arayışına girdiği için mülteci kampları hızla artış gösteriyor. Britanya, bu durumu kontrol altında tutmak amacıyla neredeyse bir polis devleti haline gelmiş durumda. İnsanlar, bu bölgeye ulaşmak ve burada daha iyi bir yaşam sürmek için birbirleriyle kıyasıya bir rekabete girmekte. Tüm bu karmaşanın ortasında, Theo adındaki eski bir isyancı, yeni bir politikacı olarak kendisinden istenen bir iyiliği yerine getirirken, aslında ne denli büyük bir sorumluluğun altına girdiğinin farkında değildir.
Bir zamanlar isyancı ve mücadeleci bir ruh taşıyan Theo, zamanla olgunlaşarak politikacı olmayı seçmiştir. Ancak, beklenmedik bir anda ve hiç ummadığı bir kişi tarafından kaçırılır. Theo’yu kaçıran kişi, geçmişte birlikte savaştığı ve aşk yaşadığı Julian'dır. Julian, mülteci hakları savunucusu olarak, Theo'dan bir iyilik istemektedir: Mültecilerden biri olan Kee isimli kadının, herhangi bir sorun çıkmadan yurt dışına çıkabilmesi için gerekli yasal belgeleri temin etmesini talep eder. Theo, böyle bir isteğin nedenini anlamakta zorlanır ve merak eder. Kee ile karşılaştığında ise gözlerine inanamaz; çünkü Kee hamiledir.
Orijinal adı Children of Men olan ve tam üç kez Oscar’a aday gösterilen, 49 ödül kazanmış ve 89 ödüle de adaylık elde etmiş bu filmde, artık her şey Theo’nun sorumluluğundadır. Theo, ne olursa olsun Kee’yi koruyarak onu güvenli bir yere ulaştırmalı ve çocuğunu sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmesine yardımcı olmalıdır.
