Ludlow, kariyerini sokakların zorlu atmosferi ile kendi içsel çatışmaları arasında gidip gelen bir polis olarak sürdürmüştür. Ancak, hayatı sevgili eşinin kaybıyla köklü bir değişim geçirir. Artık Ludlow için her geçen gün daha da karamsar, daha sıkıntılı ve ölümcül olaylarla dolu bir hale gelir. Görev yaptığı polis departmanında, zamanla çevresindeki yozlaşmanın izlerini fark etmeye başlar. Bu durum, özellikle uzun süreli partnerinin şüpheli ölümüyle ilgili dosyayı araştırmaya başladığında daha da belirginleşir. Ludlow, partnerinin ölümüne dair gerçekleri araştırırken karşılaştığı bilgiler onu derinden sarsar ve hayatını adadığı polis teşkilatına karşı durmak zorunda kalır. Bu süreç, onun için yalnızca mesleki bir sınav değil, aynı zamanda kişisel bir dönüşüm ve mücadele dönemine dönüşür. Ludlow, adaleti sağlamak ve doğru olanı yapmak adına hem kendi iç dünyasıyla hem de teşkilatındaki yozlaşmış yapıyla yüzleşmek zorundadır. Film, bir polisin içsel yolculuğunu ve sistemin karanlık yüzüyle hesaplaşmasını etkileyici bir biçimde ele alıyor.
