Carrie, Antarktika'daki Uluslararası Araştırma Merkezi'ndeki müfettişlik görevinden ayrılmaya ve yeni bir yaşam kurmaya kararlı bir bireydir. İstifasına sadece birkaç gün kalmışken, bu dondurucu ortamdan kurtulmak için sabırsızlanmaktadır. Ancak, istifasına yalnızca üç gün kala bölgede bir cinayet meydana gelir ve bu durumu araştırmakla görevlendirilir. Carrie için bu cinayeti çözmek, her şeyden daha önemli hale gelir; çünkü Antarktika'nın yılın altı ayı süren karanlık döneminin başlaması üzeredir ve eğer oradan kaçmak istiyorsa, bu cinayeti karanlık dönemin başlamasından önce aydınlatması gerekmektedir. Fakat soruşturma sürecinde Carrie, kendi geçmişinin karanlık yönleriyle yüzleşmek ve tuhaf karakterlerle karşılaşmak zorunda kalır.
Soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte Carrie, kendine olan güvenini ve cesaretini kaybetmeye başlar. Bu süreçte, sadece cinayeti değil, kendisi de dahil olmak üzere etrafındaki herkesin niyetlerini sorgulamaya başlar. Antarktika'nın zorlu koşulları ve karanlık atmosferi, Carrie'nin zihninde karmaşık düşüncelerin ve şüphelerin doğmasına neden olur. Her adımda, geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda cinayetin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için mücadele eder. Bu zorlu yolculuk, Carrie'nin hem içsel hem de dışsal çatışmalarla dolu bir serüvene dönüşür.
