Leo ve Angela Russo, Queens'te sıradan bir yaşam sürmektedirler. Ancak etraflarındaki baskıcı İtalyan-Amerikan ailelerin etkisi, hayatlarını oldukça zorlaştırmaktadır. Ne yazık ki, büyük bir umutsuzluk içinde olan aile, genç oğulları lise basketbol takımında önemli bir başarı elde ettiğinde bile bir arada olma duygusunu kaybetmektedir.
Leo, oğlunun başarısıyla gururlansa da, bu başarıyı elde etmek için aileyi parçalamaktadır. Oğluna yönelik hırsları her geçen gün artarken, bu durum aile üyeleri arasında bir mesafe yaratır. Birlikte olmanın yerini, birbirlerinden uzaklaşma alır.
Angela, eşinin hırslarının etkisi altında kaybolmaya başlar. Oğlunu desteklemek istemesine rağmen, Leo'nun aşırı talepleriyle başa çıkmak giderek zorlaşır. Bu durum, evliliklerine de olumsuz yansır ve aralarındaki bağı zayıflatır.
Queens'deki çevrelerinin de etkisiyle, Leo ve Angela'nın yaşamları köklü bir değişim geçirir. İtalyan-Amerikan kültürü ve değerleri, ailenin özgürlüğünü kısıtlayarak onları kapalı bir yaşam tarzına iter. Bu durum, çiftin hayatlarına karanlık bir gölge düşürür ve birlikte geçirdikleri zamanın azalmasına neden olur.
Sonuç olarak, Leo ve Angela Russo'nun basit yaşamı, başarılı bir oğulları sayesinde tehdit altına girmektedir. Baskıcı ailelerin ve çevrelerindeki insanların etkisi, ailenin dağılmasına yol açar. İtalyan-Amerikan kültürü ve değerleri, aileyi dış dünyadan izole ederek, birlikte geçirecekleri zamanı kısıtlar.
