Birinci Dünya Savaşı'nda görev yapmış bir fotoğrafçı, yaşamını yitiren aile üyelerinin anısını yaşatmak amacıyla, hayatta kalan akrabalarının yanına gitmek üzere küçük bir köye doğru yola çıkar. İspanyol gribinin yol açtığı ölümler ve donmuş topraklar nedeniyle cenazeleri gömmekte zorlanan bu köy, adeta hayaletlerin pençesinde kalmıştır. Ancak fotoğrafçı, bu ruhlarla yüzleşmeye ve onlara yardımcı olmaya kararlıdır. Köyde dolaşırken, hayaletlerin varlığını hissetmeye başlar. Bazı aileler, sevdiklerini toprağa verememenin acısıyla evlerinde hüzün içinde oturmaktadır. Fakat fotoğrafçı, bu durumu değiştirmek için elinden geleni yapmaya niyetlidir.
Öncelikle, köy halkına, ölülerini toprağa vermeden önce onların fotoğraflarını çekmenin önemini anlatmaya çalışır. Bu fotoğraflar, ailelerin kaybettikleri kişileri anmalarına ve onların yaşam öykülerini paylaşmalarına olanak tanıyacaktır. Fotoğrafçı, bu süreçte insanların duygusal yüklerini hafifletmek ve hatıralarını canlı tutmak için elinden geleni yapmaya kararlıdır.