Bir suç örgütünün acımasız liderinin emirleri altında, bir kaçış aracı şoförü, vicdanıyla amansız bir çatışma içindedir. Görevi, ekibin farkında olmadığı bir üyesini bir tuzağa sürüklemektir. Önünde zorlu bir yolculuk beklemektedir.
Bu görev, şoförün içsel çatışmalarını tetikleyen bir durumdur. Suç dünyasının acımasız kuralları gereği, verilen bu görevi reddetme şansı yoktur. Ancak, içinde bulunduğu durumu kabullenmek oldukça zordur. Bilmeden ölüme sürüklediği ekip üyesine karşı duyduğu suçluluk, her geçen an daha da ağırlaşmaktadır.
Uzun bir yolculuk onu beklemektedir ve bu yolculuk boyunca yalnızca fiziksel mesafeyi değil, aynı zamanda vicdani bir mesafeyi de aşmak zorundadır. Bu zorlu süreçte, hem yolu hem de kendi içsel vicdan muhasebesini yönetmek durumundadır.
