Şehrin kalabalığı ve gürültüsü içinde kaybettiği hamile eşinin acı dolu anılarından bir nebze olsun uzaklaşmak isteyen Louis Olsen, Minnesota'nın güneybatısında, şehir hayatının karmaşasından uzak, huzurlu bir yerleşim yeri arayışına çıkar. Ancak, kasabanın efsanevi cadısı Mary Jane Terlinden'in mezarını bilmeden rahatsız etmesiyle, bu huzur dolu yolculuk kabuslarla dolu bir uykunun ve huzursuzluğun başlangıcına dönüşür. Eşinin vefatından sonra inançlarını kaybetmiş olan Louis, yaşadığı rahatsız edici kabusların gerçekçiliği ve kasaba halkının anlattıklarıyla yeniden sorgulama sürecine girecek ve bu durumu araştırmaya karar verecektir.
Louis, araştırmaları sırasında komşusu Emery'nin büyük büyük büyükbabası dönemine kadar uzanan bir hikaye ile karşılaşır. Bu sözde cadının efsanesi, nesiller boyunca dilden dile aktarılmıştır. Louis, kabuslarının yalnızca zihninde mi yoksa daha derin bir gerçekliğin parçası mı olduğunu anlamaya çalışırken, çok daha ilginç ve karmaşık gerçeklerle yüzleşecektir. Bu süreçte, kasabanın karanlık geçmişi ve onun üzerindeki etkileri, Louis'in hayatında beklenmedik değişimlere yol açacaktır.
