Bir çocuğa tek başına bakmak zorunda kalan bir annenin sinir krizi geçirmesi, her şeyin kontrolden çıkmasına neden olur. Ani ve beklenmedik olaylar, çevresindekilerin onun çocuğuna kötü muamele ettiğine dair şüphelerini artırır. Bu haksız suçlamalar sonucunda, çocuğu annesinden alınarak başka bir yere gönderilir. Annenin ruhsal acısı, çocuğunun ondan koparıldığını gördükçe daha da derinleşir. Bu durum, onu içindeki en karanlık fantezilere sürükler. Çaresizlik ve acının pençesinde kıvranırken, çocuğunu geri almanın hayalini kurmaya başlar. Bu süreç, onun psikolojik durumunu daha da kötüleştirir. Kendi iç dünyasının en karanlık köşelerine doğru bir yolculuğa çıkar ve yaşadığı ruhsal çöküş, çocuğuna olan sevgisini de olumsuz etkiler. Kendisiyle ve çevresindeki her şeyle mücadele ederken, çocuğuna yönelik suçlamalara karşı kendini savunma çabası içinde bulur. Bu yalnız mücadele, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkilemeye başlar.
