1935 yılında, 13 yaşında hevesli bir yazar olan Briony Tallis (Saoirse Ronan), ailesiyle birlikte görkemli malikanelerinde lüks ve ayrıcalıklı bir hayat sürmektedir. Ancak sıcak bir yaz gününde, Briony’nin hayal gücünü tetikleyen bir olay, hem kendi hem de çevresindekilerin hayatını sonsuza dek değiştirecektir.
Evin hizmetçisinin eğitimli oğlu Robbie Turner (James McAvoy), Briony’nin dik başlı ve gururlu ablası Cecilia’ya (Keira Knightley) ilgi duymaktadır. Robbie’nin duyguları karşılıksız değildir; Cecilia da aynı hisleri paylaşır. İkisi arasındaki ilişki, bir anda ateşlenmeye hazır bir kıvılcım gibidir. Ancak küçük Briony, bu yakınlaşmaya tanık olduğunda içinde kıskançlık ve öfke filizlenir, çünkü gizliden gizliye Robbie’ye karşı hayranlık beslemektedir.
Bu duyguların etkisiyle Briony, masum bir genç adam olan Robbie’yi, işlemediği korkunç bir suçla suçlayarak hayatlarının akışını trajik bir şekilde değiştirir. Cecilia ve Robbie, birbirlerine olan sevgilerini itiraf etseler de Robbie, Briony’nin iftiraları sonucunda tutuklanır. Briony’nin mahkemede verdiği yalancı tanıklık, yalnızca Robbie’nin değil, tüm ailelerinin kaderini mühürler.
Briony, yıllar geçtikçe çocukluğunda yaptığı bu korkunç hatanın ağırlığını taşır ve bunun kefaretini ödemek için çabalar. Hayal gücünün cesur gücünü kullanarak, geçmişteki yanlışlarını telafi etmenin ve iç huzuru bulmanın yollarını arar. Bu süreçte, sevginin iyileştirici gücünü ve anlayışın dönüştürücü etkisini keşfeder.
