Eleanor, geçmişindeki zorluklarla sürekli yüzleşen genç ve yetenekli bir dedektiftir. Bir gün, Amerika genelinde dehşet saçan bir katilin son cinayetiyle ilgili acil bir çağrı alarak olay yerine yönlendirilir. Bu korkunç katil, birçok masum insanın hayatını almış ve FBI, durumu ciddiyetle ele alarak ülke genelinde kapsamlı ve umutsuz bir arama çalışması başlatmıştır.
FBI'ın çabalarına rağmen, katilin karmaşık ve anlaşılmaz davranışları nedeniyle arama çalışmaları her seferinde başarısızlıkla sonuçlanmış, bu da ekibi daha da umutsuz bir duruma sokmuştur. Ancak, Eleanor, doğru zamanda ve doğru yerde olmanın yanı sıra, katilin düşünme biçimini anlamaya başlamıştır; bu da çalışma arkadaşlarının dikkatini çekmiştir.
Tecrübesiz olmasına rağmen, Eleanor'ın cesur ve analitik yaklaşımı, onu bu karmaşık cinayet davasını çözebilecek tek kişi haline getirmiştir. Genç kadın, katilin psikolojisini çözmeye kendini adamış ve her geçen gün davanın derinliklerine daha fazla dalmıştır. Bu süreçte, Eleanor'ın yetenekleri, analizleri ve cesareti, onu bu korkunç katilin peşindeki tek umut ışığı haline getirmiştir.