Film, Yeşilçam döneminin tanınmış bir aktörü olan babasına benzerliğiyle dikkat çeken Ömer’in günümüzdeki yaşamını ele alıyor. Ömer’in, 6 yaşındaki küçük bir kız olan Asu ile karşılaşması ve bu kızın onu gerçekten uzay kahramanı “Kaptan Feza” olarak görmesiyle başlayan hikaye, aslında bir mafya tetikçisi olan Ömer’in, küçük kızın masumiyetini ve hayallerini korumak adına bir uzay kahramanı gibi davranmaya başlamasıyla gelişiyor. Bu durum, 24 saat içinde yaşanan dramatik olayları gözler önüne seriyor.
Ömer’in hayatı, Asu ile tanışmasıyla birlikte beklenmedik bir yola giriyor. Küçük kızın hayal gücü ve saf bakış açısı, Ömer’in karanlık geçmişini sorgulamasına neden oluyor. Asu’nun ona duyduğu hayranlık, Ömer’in içsel çatışmalarını derinleştirirken, aynı zamanda onun için bir umut ışığı da oluşturuyor. Bu süreçte, Ömer’in gerçek kimliğiyle yüzleşmesi ve Asu’nun hayallerini koruma çabası, hikayenin temel dinamiklerini oluşturuyor.
Film, Ömer’in yaşadığı içsel dönüşüm ve Asu ile olan ilişkisi üzerinden, masumiyetin ve hayallerin ne denli değerli olduğunu vurguluyor. Ömer’in, bir mafya tetikçisi olarak sahip olduğu karanlık geçmişle, küçük kızın saf dünyası arasında gidip gelen hikaye, izleyicilere derin bir duygusal deneyim sunuyor. 24 saatlik bu dramatik süreç, hem Ömer’in hem de Asu’nun hayatında kalıcı izler bırakacak bir yolculuğa dönüşüyor.
