Jake, kalbini ateşle saran bir aşkla, hayallerini süsleyen kıza derin bir sevgi beslemektedir. Ancak, bu aşkı uzaktan yaşamak zorunda kalması, içindeki duyguları daha da yoğunlaştırmaktadır. Diğer yandan, dedesiyle geçirdiği zamanlarda, savaş anılarını dinlemek zorunda kalır. Dedesinin anlattıklarının çoğunu, yaşlılık saçmalıkları olarak değerlendirse de, gerçekler onun düşündüğünden çok daha farklıdır.
Hayalini kurduğu kızla bir buluşma ayarlayan Jake, heyecanla dolup taşar. Ancak, randevu günü geldiğinde, beklediği kızın gelmemesiyle büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Bu durum, Jake için tam anlamıyla bir hüsran olur. Fakat olayların gelişimi, Jake'nin kızın aniden kaybolduğunu öğrenmesiyle bambaşka bir hal alır. Bu durumda, dedesinin hikayelerinden yardım almayı düşünmeye başlar.