Yıl 1915, savaşın gölgesinde bir dönem. Tüm erkekler cepheye gitmekte ve bu durum özellikle Paridier çiftliğinde hayatı köklü bir şekilde değiştiriyor. Ailenin erkek üyeleri olan Constant, Georges ve Clovis, savaşa katılanlar arasında yer alıyor. Sonuç olarak, çiftlikte artık hiçbir erkek kalmıyor ve tüm sorumluluk iki kadının omuzlarına yükleniyor. Başlangıçta bu iki kadın, çiftlik işlerinin zorluğuna rağmen işleri yürütmeyi başarıyorlar; ancak hasat dönemi geldiğinde, işlerin üstesinden gelmekte zorlanmaya başlıyorlar ve bir yardımcı arayışına giriyorlar. Fakat, köyde çalışacak kimse kalmamış durumda. Bu noktada, belediye başkanı onlara yetimhanede büyüyen genç bir kadın olan Francine’i işe almalarını öneriyor.
Francine’in işe alınması, çiftlik için büyük bir şans oluyor. Genç, dinamik ve çalışkan olan Francine, tam da aradıkları yardımcının özelliklerini taşıyor. Çiftlik işlerine olan bağlılığı ve azmi sayesinde, üç kadın birlikte harika bir uyum yakalıyorlar ve çiftliği başarılı bir şekilde yönetmeye başlıyorlar. Ancak, bu huzurlu düzen, savaştan izin alarak geri dönen Georges’ın gelmesiyle sarsılıyor. Georges, genç ve güzel Francine’e aşık olunca, bu üç kadın arasındaki denge bozulmaya başlıyor.
