Düğününden hemen önce nişanlısı tarafından terk edilen Madeline, düğün hazırlıklarını geride bırakarak balayı için Niagara Şelaleleri'ne yalnız gitmeye karar verir. Bu beklenmedik solo yolculuk, ona kendi içsel dünyasını yeniden keşfetme fırsatı sunar. Madeline, kaybettiği maceracı ruhunu yeniden canlandırırken, yaşadığı acıları geride bırakmayı öğrenir. Kendisiyle barışık ve daha özgür bir ruh hali kazanan genç kadın, Niagara'nın büyüleyici manzaraları arasında yeni insanlarla tanışma fırsatı bulur. Bu tanıştığı kişilerden biriyle aralarında beklenmedik bir aşk doğar. Bu tesadüfi ilişki, Madeline'a hayatın en beklenmedik anlarında bile umut ve mutluluk sunabileceğini hatırlatır. Film, kişisel yenilenme ve ikinci şanslar teması etrafında şekilleniyor ve izleyicilere umut dolu bir mesaj iletiyor. Madeline'in Niagara'da geçirdiği dönüşüm süreci, izleyicilere yaşamın sürprizlerle dolu olduğunu ve her zaman yeni başlangıçlar yapmanın mümkün olduğunu hatırlatıyor.
