Tecrübeli General Lucius'un komutasındaki bir Roma lejyonu, tarihin en önemli ticaret yollarından biri olan İpek Yolu'nda ilerlemektedir. Ana görevleri, Consul Crassus'un oğlu olan genç Publius'u, ihanet eden kendi kardeşi Tiberius'un acımasız saldırılarından korumaktır. Bu tehlikeli durumla karşı karşıya kalan General Lucius, cesur bir karar alarak Publius'u yanına alıp doğuya, bilinmezliklerle dolu bir yola doğru kaçmaya karar verir. Ancak yolculukları sırasında Batı Bölgesi İpek Yolu Koruma Ordusu'nun yetenekli kumandanı Huo An ile karşılaşırlar ve aralarında bir çatışma başlar. Her iki taraf da geçmişlerinde ihanet yaşamış kişiler oldukları için birbirlerine karşı bir anlayış ve saygı geliştirmeye başlarlar. Huo An, bu durumu değerlendirerek, Lucius ve lejyonuna kum fırtınasından korunmaları için bir sığınak sunar. Bunun karşılığında, Lucius'un askerleri, Huo An'ın askerlerine Vahşi Kazlar Kapısı'nın onarımında yardımcı olacaklardır.
Ancak hain Tiberius'un hırsı burada sona ermez. Geniş bir ordu toplayarak Huo An'ın topraklarına saldırır. Önüne çıkan ilk kişiye, Lucius ve Publius'u kendisine teslim etmeleri gerektiğini söyler. Aksi takdirde, Çin topraklarını acımasızca işgal edeceğini belirtir. Ancak Huo An, topraklarını korumak ve üzerine yapışmış olan hain damgasını silmek için son derece kararlıdır. Tiberius ile savaşmaya karar verir ve bu amaçla 36 farklı milletten oluşan güçlü bir savaşçı ordusu kurmaya girişir.
