Tokyo'da yaşayan 10 yaşındaki bir çocuk olan Nobita, saf bir çocukluk tasvirini yansıtıyor. Hayatında köklü bir değişim yapma arifesinde olan Nobita, bir gün torununun torunu Sewashi ve kahramanımız robot kedi Doraemon ile karşılaşır. Bu iki ilginç karakter, Nobita'nın yaşamına birçok gizemli aletle birlikte dahil olurlar, çünkü onların amacı insanlara yardım etmektir.
Sewashi ailesinin geçmişi, zorlu ve maddi sıkıntılarla dolu bir hikaye barındırıyor. Bu sorunlar, tamamen Nobita'nın dönemine ait, bitmek bilmeyen borçlarla ilişkilidir. Bu nedenle Sewashi, ailesinin talihsiz kaderini değiştirmek için Doraemon'u yanına alır. Doraemon, Nobita'ya göz kulak olma görevini üstlenir. Ancak Sewashi'nin bir planı vardır: Eğer Doraemon, Nobita'ya iyi bakamaz ve onu mutlu edemezse, 22. Yüzyıla geri dönme şansı elinden kaçacaktır.
Bu durum, film boyunca Doraemon ve Nobita'nın yaşamını ve ilişkisini şekillendiren ana unsur haline geliyor. İkili, hem eğlenceli hem de zorlu anlar yaşıyor. Asıl merak edilen ise şu: Doraemon bu görevi başarıyla tamamlayabilecek mi? Yoksa 22. Yüzyıla geri dönme fırsatını kaybedecek mi? Sinema salonundan çıkarken izleyicilerin aklında bu sorularla birlikte birçok düşünce belirmekte. Doraemon ve Nobita'nın hikayesi, izleyicilerin hem duygusal hem de düşünsel olarak etkilendiği bir film olarak öne çıkıyor.
