Cunningham Hall, bir zamanlar saygın bir psikiyatri hastanesi olarak bilinirken, şimdi maddi yetersizlikler ve ilgisizlik nedeniyle harabe bir hale gelmiştir. Bu olumsuz koşullara rağmen, genç tıp öğrencisi Clark Stevens, burada staj yapmak için başvuruda bulunur ve kendisini bekleyen zorluklardan habersizdir. Clark, hastanede tanıştığı güzel hemşire Sara ile birlikte hastaneyi keşfederken, hastaların yaşadığı korkunç kabuslar ve intihar eğilimleri karşısında derin bir etki altında kalacaktır. Ancak zamanla, kendisini uyarmaya çalışan tuhaf bir çocuk görmeye başlaması, Clark’ın kendi akıl sağlığından şüphe duymasına neden olacaktır.
Sara’dan yardım istemesiyle birlikte, Clark çok geçmeden hastanedeki herkesin gizli bir sırrı olduğunu fark eder. Bu sırlar, hemşirelerin ve hastaların hayatlarını derinden etkileyen karanlık bir gerçeği ortaya çıkarır. Clark, hem Sara ile olan ilişkisini hem de hastanedeki durumunu sorgulamaya başlar. Bu süreçte, Cunningham Hall’un geçmişi ve burada yaşananların ardındaki gizemli olaylar, Clark’ın hayatını tamamen değiştirecek bir yolculuğa dönüşecektir.