Bu film, sanki bir sanat eserinin içinden çıkmış gibi görünüyor! Görsel açıdan büyüleyici bir deneyim sunan bu yapım, etkileyici bir oyuncu kadrosu ve en son teknolojiyle entegre edilmiş bilgisayar grafikleriyle zenginleştirilmiş. İzleyicilere, adeta bir tablonun içinde var olma hissi veriyor. Filmin odak noktası, Flaman ressam Pieter Bruegel'in 1564 yılında tamamladığı en çarpıcı eserlerinden biri olan "Çarmıha Gidiş" tablosu. Bu eser, İsa'nın çarmıha gerilişini ve aynı zamanda İspanyol işgali altındaki Flaman halkının çaresizliği ve direnişini etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.
Filmde, Bruegel'in bu muazzam tablosunda yer alan, çarmıha gerilen bir çiftçi, Bakire Meryem ve zengin bir kasaba sakini gibi çeşitli karakterlerin hikayeleri titizlikle işleniyor. Ayrıca, tablonun kendisi de filmin bir parçası olarak, Bruegel'in tuvaline gizlediği sembollerle dolu bir bulmaca gibi izleyicinin karşısına çıkıyor. Bruegel'in de hikayeye dahil edilmesi, sanatseverler için onun sanatındaki derinlikleri ve incelikleri keşfetme fırsatı sunuyor.
Rus yönetmen Sokurov’un “Rus Hazine Sandığı” filmiyle karşılaştırıldığında, bu yapım da benzer bir şekilde tarihi ve kültürel derinliği sanatsal bir bakış açısıyla ele alıyor. İzleyiciler, bu film aracılığıyla yalnızca bir hikayenin parçası olmakla kalmayıp, aynı zamanda bir dönemin ruhunu ve atmosferini de hissedebilecekler. Tarih ve sanatın iç içe geçtiği bu olağanüstü eser, göz alıcı görselleri ve etkileyici anlatım yapısıyla sinema tutkunlarına unutulmaz bir deneyim sunmayı vaat ediyor.
