Bir gazetecilik öğrencisi, kendisini etkilemek için çabalayan, saygın fakat acımasız bir haber muhabirinin büyüleyici cazibesine kapılır. Bu durum, en son haberini ve hatta gerçeğin kendisi kavramını manipüle etme isteğini bile beraberinde getirebilir. Genç öğrenci, gazetecilik kariyerine adım atmak ve belki bir gün bu saygın muhabirin izinden gitmek için her şeyi göze alabilir. Ancak bu süreçte, haberlerin ve gerçeklerin nasıl çarpıtılabileceğini, farklı bakış açılarıyla nasıl sunulabileceğini ve bazen doğru bilginin yerine daha çekici veya sansasyonel bilgilerin tercih edildiğini gözlemlemeye başlar.
Kendi haberini manipüle etme kararı, ona kariyerini hızla ilerletme fırsatı sunarken, aynı zamanda gerçeğin ve etik değerlerin önemini sorgulamasına yol açar. Bu ikilem, genç gazetecinin içsel çatışmalarını derinleştirir ve onu, mesleğinin doğası hakkında daha derin düşünmeye iter. Gerçek ile kurgu arasındaki ince çizgide yürümek, onun için hem bir fırsat hem de bir tehlike haline gelir. Bu süreçte, kariyer hırsı ile etik sorumlulukları arasında gidip gelen bir denge kurmaya çalışır.
