Cristina Comencini'nin yönetmenliğinde, Viola Ardone’nin aynı adlı romanından uyarlanmış bir 2024 yapımı İtalyan dram filmidir. Film, II. Dünya Savaşı sonrası İtalya’sında geçen ve yoksulluk, fedakârlık ve kimlik arayışı konularını beyazperdeye yansıtıyor.
1946 yılında, Napoli’de yoksulluk içinde yaşayan yedi yaşındaki Amerigo Speranza’nın hayatını konu alır. Savaşın ekonomik ve sosyal yıkımının ardından, Amerigo’nun annesi Antonietta, oğlunun daha iyi bir yaşam sürmesi umuduyla radikal bir karar alır. Treni della felicità (mutluluk trenleri) adlı bir girişim kapsamında, Amerigo’yu daha iyi koşullara sahip olan kuzey İtalya’da bir aileye göndermeye karar verir. Bu trenler, savaş sonrası yoksul çocuklara daha iyi bir gelecek sağlamak amacıyla kurulmuş insani bir projedir.
Amerigo, yaşadığı zorluklarla birlikte annesinden ayrılarak kuzeye doğru yola çıkar. Kuzey İtalya’daki yeni hayatında, farklı kültürel ve sosyal dinamiklerle tanışır. Yeni ailesiyle kurduğu bağlar, onun hayatına yeni bir perspektif kazandırır. Ancak bu süreç, aynı zamanda kimlik ve aidiyet duygusunu da sorgulamasına neden olur. Napoli’deki geçmişi ve kuzeydeki yeni hayatı arasında bir denge kurmaya çalışırken, çocukluğun masumiyeti ve büyümenin kaçınılmaz gerçekleri arasında bir yolculuğa çıkar.
Film, yalnızca Amerigo’nun bireysel hikâyesini değil, aynı zamanda savaş sonrası İtalya’nın sosyal ve kültürel atmosferini de derinlemesine yansıtıyor. Toskana’nın Pistoia ve Montalcino şehirleri başta olmak üzere Napoli ve Reggio Emilia gibi çeşitli bölgelerde çekilen film, dönemin gerçekçi bir tasvirini sunmayı başarmıştır.
Barbara Ronchi ve Serena Rossi’nin güçlü performansları, özellikle anne-oğul arasındaki duygusal bağı etkileyici bir şekilde yansıtırken, genç oyuncu Christian Cervone’un Amerigo rolündeki performansı filmin duygusal yoğunluğunu pekiştiriyor.
