Martin Luther King'in ölümü, ülkede büyük bir sosyal huzursuzluğa yol açtı. Bu zorlu dönemde, insan hakları savunucusu Jean Seberg ve eşi yazar Romain Gary, terkedilmiş bir köpeği evlerine almaya karar verdiler. Bu karar, yalnızca hayvanseverliklerinin bir ifadesi değil, aynı zamanda sivil haklar hareketindeki mücadelelerinin de sembolik bir yansıması haline geldi. Zira, birçok insanın hayatında belirsizlikler sürerken, köpeğe gösterdikleri şefkat ve sevgi, ırksal ayrımcılığın üstesinden gelme çabalarına bir örnek teşkil ediyordu. Romain ve Jean, köpeği kucaklayarak, hayvan sevgisini ve insana duydukları saygıyı ifade ettiler. Ancak bu basit eylem, onları tehlikeli ve ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir yolculuğa sürükleyecekti.