Frank Castle, yalnızca bir özel ajan değil, aynı zamanda hayatının her anında istediği şeylere ulaşabilmiş, mutlu ve huzurlu bir aileye sahip bir bireydir. Günlük yaşamında, FBI bünyesindeki zorlu görevleri sırasında birçok ölümle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Bu durum, hem onun hem de ailesinin hayatını sık sık zorlaştırmıştır. Arka arkaya gelen bu zorluklar ve acılarla başa çıkmaya çalışırken, kendisi ve ailesi için daha sakin ve huzurlu bir yaşam arayışına girmiştir. Ancak, son görevinde her şey beklediği gibi gelişmez.
Sevdiği ailesi, acımasız bir şekilde hayatını kaybeder ve Frank, onları kaybetmenin derin acısını yaşar. Ölümünün ardından hayatta kalmayı başardığı sanılır. Ailesini katledenlere karşı duyduğu öfke, onu intikam almak için bir yemin etmeye iter. Kısacası, bir zamanlar mutlu bir aile hayatı süren Frank, şimdi hayatta kalan tek üye olarak sevdiklerinin intikamını almak için adeta yeniden doğmuştur. Onun yaşam hikayesi, mutlulukla başlayıp karanlık bir intikam öyküsüne dönüşen dramatik bir anlatıdır.
Bu hikaye, Frank’in hayatındaki zorlukların ve karşılaştığı acıların, onu nasıl bir intikam avcısına dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor.
