Bir adam, tanık olduğu bir vahşet olayının ardından Britanyalıların liderliğindeki Hint askeri güçlerine karşı durarak ayrılma kararı alır. Bu kişi, yaşamının büyük bir bölümünü askeri disiplin ve hizmete adamış bir bireydir. Ancak bir gün, insanlık suçuna tanıklık etmesi, onun iç dünyasında derin yaralar açar ve daha önce kesin bir şekilde inandığı değerlerin temellerini sarsar.
Artık kendisini, bir zamanlar gururla hizmet ettiği askeri yapının karşısında bulur. Önceden ait olduğu bu kurumu yerle bir etmeye karar verir. Bu nedenle, Britanyalıların liderliğindeki Hint ordusundan ayrılır ve kendi bildiği yolda ilerlemeye karar kılar. Elbette bu karar, onun için son derece zor ve tehlikeli bir süreç olacaktır. Ancak yaşadığı olayların etkisiyle, içindeki adalet arayışını uyandırmış ve ona yeni bir yol haritası çizmiştir. Artık bir direnişçi, bir isyancı olarak hayatına devam etme kararı almıştır. Bu uğurda kendini feda etmeye kararlıdır ve yaşadığı vahşet sonrasında, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına inanır.
