Maddi sorunlarla boğuşan ve eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan M, bir gün büyükannesinin ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Bu gelişmeyle birlikte, M için beklenmedik bir fırsat doğar: aile mirasının peşine düşmek. Büyükannesine bakmayı üstlenerek onun gözünde değer kazanmayı planlayan M, kendini giderek daha karmaşık bir aile ortamında bulur. Aile fertleri arasında yaşanan gerilimler, miras beklentisiyle birleşince işler iyice karışır. M'nin büyükannesine yaklaşımı başlangıçta bencilce olsa da, birlikte geçirdikleri zaman, geçmişten gelen anılar ve paylaşılan duygular planlarını altüst eder. Her gün, büyükanneyle kurduğu bağ güçlenirken M’nin kafasında yalnızca miras değil, bambaşka düşünceler oluşmaya başlar.
Bu durum M'yi yalnızca ailesiyle değil, kendi karakteriyle de yüzleşmeye zorlar. Önceleri sadece kazanç peşinde koşarken, zamanla büyükannesinin yaşam hikâyesi, fedakarlıkları ve hayata bakışı M’nin bakış açısını değiştirmeye başlar. Diğer aile bireylerinin çıkar çatışmalarıyla boğuşurken M, içinden çıkılması zor bir vicdan muhasebesine girer. Miras savaşının içinde büyükanneyle kurduğu samimi bağ, onun için her şeyin önüne geçer. Ailenin geçmişiyle bugünü arasında sıkışan M, sonunda kendi kararlarını sorgulamaya ve farklı bir yoldan yürümeye başlar.