Bu etkileyici antoloji drama ve bilim kurgu öyküsünde, bir astronot uzayda yalnız kalır ve geçmişine dair anılarını yeniden gözden geçirmeye başlar. Bu anılar, hem geçmişi hem de mevcut durumu ve geleceği dönüştürme gücüne sahiptir. Aynı zamanda, bir kadın, kocasının ona hiç söylemediği çarpıcı gerçekleri keşfeder. Film, zaman ve hafızanın karmaşık yapısında ilerlerken, her iki karakterin de kendi gerçekleriyle yüzleşme süreçlerini derinlemesine ele alıyor.
Astronotun uzaydaki yalnızlığı ve hayatta kalma mücadelesi, izleyicilere kozmik bir yalnızlık ile insanın içsel dünyası arasındaki benzerlikleri düşündürmektedir. Diğer yandan, kadının kocasının sırlarını çözme çabası, aile içindeki ilişkiler ve güven temalarını ön plana çıkarıyor. Bu iki paralel hikaye, zamanla daha da iç içe geçerek, karakterlerin geçmişteki seçimlerinin ve eylemlerinin bugünkü yaşamları üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor.
Film, zamanı esnek bir biçimde kullanarak ve anlatıyı sürekli değişen bakış açılarıyla sunarak izleyiciyi sürekli bir tahmin yürütme durumunda tutuyor. Bu durum, filmi hem zihinsel hem de duygusal açıdan etkileyici kılıyor. Ayrıca, filmdeki görsel ve ses tasarımı, uzayın ve kişisel dramaların geniş ve derin hissedilmesini sağlayarak hikayeye önemli bir derinlik katıyor. Her iki karakterin yolculuğu, insan olmanın karmaşıklığını ve zamana olan bağlılığımızı sorgulatan bir nitelik taşıyor.
