Kuzey Kore'den kaçtıktan sonra, Loh Kiwan, Belçika'da mülteci statüsü kazanmak için zorlu bir mücadele veriyor. Ancak bu süreç, beklediğinden çok daha çetin geçiyor. Yolculuğu sırasında, tüm umudunu kaybetmiş bir kadınla karşılaşıyor. Bu kadın, hayatının getirdiği zorluklarla başa çıkmaktan tükenmiş durumda ve artık geleceğe dair hiçbir beklentisi ya da planı kalmamış. Bu karşılaşma, Loh'a kendi sorunlarının yanı sıra başkalarının da ciddi sıkıntılarla mücadele ettiğini fark ettiriyor. İnsanların yaşadığı zorluklar, ister mülteci olsunlar, ister yerli, son derece evrensel bir olgu. Loh, bu kadınla birlikte umutsuzlukla yüzleşmek zorunda kalıyor ve kendi hikâyesinin yalnızca bir parçası olduğunu anlıyor. Bu karmaşık durumla baş edebilmek için içsel bir cesaret bulması gerekiyor.
