Sanghyeon, hayatını borçlarıyla mücadele ederek sürdürürken, Dongsu oldukça sıra dışı bir işte çalışmaktadır. İnsanların çocuklarını anonim bir şekilde bırakmayı tercih ettikleri bir tesiste görevli olan Dongsu, her gün yüzlerce terkedilmiş çocukla karşılaşmanın getirdiği duygusal yükle başa çıkmaya çalışmaktadır. Bir gün, yağmurun durmaksızın şehri dövdüğü sıradan bir günde, Woosung adında terkedilmiş bir bebekle karşılaşırlar. Bu masum ve savunmasız bebeği iyi bir fiyata satma düşüncesi, akıllarına gelir. İki adamın içinde bulunduğu çaresizlik ve umutsuzluk, onları hızlı bir şekilde paraya ulaşma arayışına iter. Ancak, bilmedikleri bir gerçek vardır; dedektifler onların peşindedir.
Dedektifler, her adımlarını dikkatle izlemekte ve her hareketlerini takip etmektedirler. Çaldıkları bebeği satmayı planlarken, aslında kendilerini tehlikeli bir duruma sürüklediklerinin farkında değillerdir. Bu süreçte, hem kendi hayatlarını hem de masum bir bebeğin geleceğini riske atmaktadırlar. Dongsu ve Sanghyeon’un bu karanlık yolda ilerleyişi, onları beklenmedik sonuçlarla yüz yüze getirecektir. Her şeyin bir bedeli olduğunu unutan bu iki adam, sonunda neyle karşılaşacaklarını bilmemektedirler.
