Bess, bir gözlükçüde çalışan genç bir kızdır ve babası Parkinson hastalığı ile mücadele etmektedir. Annesi, Bess henüz küçükken evi terk etmiş ve Bess, babasıyla yaşamaya devam etmiştir. Zamanla Bess büyüdüğünde, annesi geri döner; ancak Bess, seçici algısı nedeniyle annesini göremez. Aynı evde yaşamalarına ve aynı masada yemek yemelerine rağmen, Bess bu durumu sorgulamaz. Babasının annesiyle konuşmasının nedeninin bunama olabileceğini düşünmektedir. Dört yıl boyunca psikoterapi gören Bess’in sorununu çözemeyen terapisti Farmer, ona Russell adında hayali bir karakterle iletişim kurmasını önerir. Bu yöntemle tedavi sürecinde ilerleme kaydetmeyi umar. Ancak burada bir sorun vardır; Russell, hayali bir figür değil, intihara meyilli gerçek bir insandır ve Bess, annesini göremediği gibi Russell’ı da fark edememektedir!
