On yaşındaki Gloria, yakın zamanda eşini kaybeden dedesi Bud ile birlikte ailelerinin Noel kutlaması için bir araya geldiğinde, gizemli bir geyikle dostluk kurarlar. Bud, Prancer'ın sihirli olabileceğine inanırken, Gloria dedesinin bu düşüncesinin onu deliliğe sürüklemesinden endişe duyar.
Her yıl olduğu gibi, ailemiz Noel için bir araya gelir. Ancak bu yıl, büyükbaba Bud yeni bir kayıpla başa çıkmaya çalışmaktadır. Eşinin vefatı, tüm aileyi derinden etkilemiştir. Gloria, dedesiyle vakit geçirmekten mutluluk duyar ve onun yanında daha fazla zaman geçirmeyi sabırsızlıkla bekler.
Noel günü geldiğinde, evimiz lezzetli yemek kokularıyla dolup taşar. Büyükannem güzel bir sofra hazırlar ve akrabalar bir araya gelir. Ancak bu Noel, diğerlerinden biraz farklıdır. Ailemiz, ormanda kaybolmuş bir geyik bulur ve onu eve getirir. Bud, geyiğe Prancer adını verir ve aralarında bir bağ oluşur.
Gloria, Prancer'da bir şeylerin farklı olduğunu hisseder. Gözlerinde olağanüstü bir parıltı vardır. Bud ise daha da ileri giderek, Prancer'ın sihirli bir geyik olduğuna inanmaya başlar. Bu düşüncesi onu heyecanlandırırken, Gloria dedesinin bu fikrinin onu deli gibi göstereceğinden korkar.
Bir gece, Gloria gizlice Prancer’ı ziyaret eder ve onunla sohbet etmeye başlar. Geyiğin gözlerindeki parıltının kaynağını merak eder. Prancer, ona sadece Noel zamanı var olduğunu söyler. Gloria, bunu büyülü bir deneyim olarak değerlendirir ve heyecanla dedesine anlatmaya karar verir.
Ancak Bud, torununun söylediklerini ciddiye alacak mı? Gloria'nın endişeleri artar ve dedesinin onu deli olarak görmesinden korkar. Fakat bir gün, Gloria ve Bud ormanda yürüyüş yaparken, Prancer'ın gerçekten de sihirli olduğuna dair bir kanıt bulurlar. Geyiğin ayaklarındaki izler, olağanüstü bir şekilde sıçradığını gösterir.
Bu keşif, Bud'un teorisini desteklerken Gloria'nın endişelerini de hafifletir. Büyük bir sevinçle eve dönerler ve Prancer'ı ailelerine tanıtırlar. Artık Bud ve Gloria, Prancer'ın gerçekten sihirli bir geyik olduğuna inanmakta ve onunla birlikte Noel ruhunu yaşatabileceklerine inanmaktadırlar.
