1945 sonbaharında, büyük savaş nihayet sona ermiştir. Sebastian adındaki küçük çocuk, onuncu doğum gününü kutlamanın heyecanını yaşamaktadır. Uzun bir süre, tam iki yıl boyunca ayrı kaldığı Angelina'yı görmeyi sabırsızlıkla beklemektedir. Ancak, Angelina'yı Alpler’in bu sakin ve huzurlu, fakat oldukça küçük köyüne getiren uçak, talihsiz bir arıza nedeniyle dağlık alana düşer.
Köy halkı, Angelina’yı bulmak için hemen harekete geçer. Uçak kazasının üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen, yapılan yoğun arama çalışmaları henüz bir sonuç vermemiştir. Yetkililere göre, kazadan kurtulan kimse yoktur. Bu durumda, köylüler yavaş yavaş umutsuzluğa kapılmaya başlasa da, Sebastian bu durumu asla kabullenmeye niyetli değildir. O, her şeye rağmen yaşananlara inanmaz ve hemen sevdiği Angelina’yı aramak için harekete geçme kararı alır.
Sebastian’ın bu kararı yalnızca kendi iradesiyle değil, aynı zamanda inatçı ve azimli dedesi tarafından da desteklenmektedir. Hayat tecrübesi ve bilgeliği sayesinde köydeki tek pilotu tanıyan dede, pilotu ikna ederek onlara yardım etmesini sağlar. Ancak Sebastian ve köpeği Belle, Angelina’yı kurtarmadan önce birçok tehlikeyle yüzleşmek zorunda kalacaklardır. Her biri farklı bir macera sunan bu tehlikeler, onların hayatlarını köklü bir şekilde değiştirecek ve büyük bir sırrı açığa çıkaracaktır. Belle ve Sebastian’ın hayatlarını derinden etkileyecek bu sır, gelecekte neler olacağı konusunda merak uyandıracaktır.
