Prenses Olympia, gerçek adıyla Sophia Loren, yaşam koşullarına rağmen cinsel ihtiyaçlarını karşılama arzusuna karşı koyamıyor. Kendini tatmin etme isteği, onun için adeta bir zorunluluk haline geldi ve bu durum, ahlaki değerlerini ciddi şekilde sorgulamasına neden oldu. Kraliyet hayatının sunduğu tüm lükslere rağmen, bu tatmin arayışı onu sürekli rahatsız etti.
Ahlaki sınırlarını zorlayan bu durum sonucunda, Olympia sürgün cezasına çarptırıldı. Terk etmek zorunda kaldığı saray hayatının ardından, şimdi sakin bir kırsal yaşam sürmeye mahkum oldu. Ancak bu sürgün, onun hayatında beklenmedik bir dönüm noktası haline geldi.
Kırsalda, Amerikalı milyoner Charlie Foster ile tanıştı, yani John Gavin. Bu tanışıklık, Olympia'nın kalbini hızla fetheden bir aşka dönüştü. Charlie'nin karizmatik kişiliği ve zenginliği, Olympia'nın ilgisini çekti ve onunla derin bir ilişki kurmaya başladı.
Bu durum, Olympia'nın hayatında köklü değişikliklere yol açtı. Cinsel ihtiyaçlarını karşılama isteği bir yana, Charlie ile yaşadığı aşk, onun hayatına yeni bir anlam kattı. Sürgün hayatı, Prenses Olympia'ya beklenmedik ve tamamen farklı bir deneyim sundu. Yani aslında, sürgün onun için bir mutluluk kaynağı haline geldi.
