1937 yılında Çin'in Şanghay kentinde geçen bir öykü, etkileyici bir sinema deneyimine dönüşüyor. Film, Japon işgalini izlemekle görevli bir gazetecinin başından geçen maceralara ışık tutuyor. Ancak bu, sıradan bir savaş raporu değil. Gazeteci, tarihin karanlık bir dönemine damgasını vuran Nanjing Katliamı'na tanıklık ediyor. Bu insanlık dramı karşısında gazeteci, büyük bir direniş sergilemeye karar veriyor.
Onun mücadelesi, 50'den fazla yetimin hayatını kurtarmak üzerine odaklanıyor. Mesleği gereği gerçeği aktarmakla yükümlü olan gazeteci, kendisini bu yetimlerin koruyucusu olarak buluyor. Bu büyük savaşı verirken, aynı zamanda içinde bulunduğu çatışmanın dehşet verici gerçeklerini de gözler önüne seriyor. Gazetecinin bu özverili çabası ve kendini adaması, yalnızca bir hikaye olmanın ötesine geçerek sinemaseverlere güçlü ve etkileyici bir dram sunuyor.
Film, savaşın insana dair yüzünü ve insanın savaş karşısında sergileyebileceği direnci eşsiz bir dille aktarıyor. Bu muhteşem öykü, aynı zamanda insani değerleri, direnişi ve cesareti büyüleyici bir biçimde izleyiciye iletiyor. Gazetecinin perspektifinden savaşı ve insanlık dramını izlerken, 1937 Şanghay'ının atmosferini de hissetmek kaçınılmaz hale geliyor. Bu etkileyici anlatım, izleyicilerin hafızasında kalıcı izler bırakacak nitelikte.
