Cenk, altı yaşında bir çocuk olarak kendine şu soruyu soruyor: "Ben kimim, Alman mıyım yoksa Türk mü?" Bu ikilem içinde kalan Cenk, bu soruyu kendisine yöneltiyor. Ne Türkler ne de Almanlar, onu futbol takımlarına almak istemiyor. Cenk'i teselli etmek için 22 yaşındaki kuzeni Canan, dedeleri Hüseyin'in hikayesini anlatmaya başlıyor. 1960'ların sonlarında bir Türk işçisi olarak Almanya'ya göç eden Hüseyin, zamanla eşini ve çocuklarını da yanına aldırmış. O günden bu yana uzun bir süre geçmiş ve Almanya, onların yeni yurdu haline gelmiş.
Bir akşam, aile bir araya geldiğinde Hüseyin, onlara Türkiye'de bir ev satın aldığını ve birlikte memleketlerine gitmek istediğini duyuruyor. Ancak bazı aile üyeleri, "Benim gerçek vatanım neresi?" sorusunu akıllarında taşımaya başlıyor. Tepkiler ne olursa olsun, sonunda tüm aile Türkiye'ye doğru yola çıkmaya karar veriyor. Bu yolculuk, anılarla, tartışmalarla ve barışla dolu bir şekilde başlıyor. Fakat bu yolculuk, hiç beklenmedik bir şekilde yön değiştiriyor…
