Genç bir kadın yazar, yeni eserinin sayfalarını huzur içinde ve dolu dolu yazabilmek için, şehrin gürültüsünden uzak, nehir kenarında, doğayla iç içe bir eve yerleşir. Bu sakin ve sessiz ortamda, yalnızca kuşların cıvıltısı ve suyun hafif hışırtısı ona eşlik ederken, yazma süreci adeta mükemmel bir kaçış gibi görünmektedir. Ancak, bu iddialı yazarın huzurlu dünyası, beklenmedik bir şekilde sarsılır. Tanımadığı ve insani değerlerden uzak bazı kişiler tarafından acımasızca hedef alınır ve dayanılmaz işkencelere maruz kalır.
Başlangıçta, bu kabus gibi anlar onu yıldıracak gibi görünse de, genç kadın yaşadığı dehşet verici olayların ardından güçlü bir irade ile yeniden ayağa kalkar. Yazar, adeta bir dedektif titizliğiyle, kendisine yapılanların hesabını sormak için bu zalim insanların peşine düşer. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan bu cesur kadın, adalete ulaşmak için kimseyi affetmez. Kendisine yapılan her bir zulmü not alır ve uğradığı adaletsizliğin izini sürerek, intikam almak için mükemmel bir plan hazırlar. Bu hikaye, yalnızca bir intikam öyküsü değil, aynı zamanda bir içsel yolculuk ve yeniden doğuşun simgesel anlatımıdır.
