Fransız suç dünyasının son temsilcisi Jacques Mesrine, hayatı boyunca halkın en büyük düşmanı olarak tanımlandı. Sürekli olarak kamuoyu yoklamalarında en üst sıralarda yer aldı. Paris’in merkezinde, polisin yakın mesafeden açtığı yoğun ateşle gerçekleşen dramatik ölümü, onun efsanevi statüsünü pekiştirdi. Öyle ki, 1979’daki vefatından 30 yıl sonra bile Jacques Mesrine’in efsanesi hâlâ canlılığını koruyor. Onun hayatı, sinema tarihinde ilk kez tutkulu bir projeyle beyazperdeye aktarılıyor. Hem bir gerilim filmi hem de biyografik bir çalışma olarak tasarlanan bu projede, tarihi gerçeklere mümkün olduğunca sadık kalınmaya özen gösterildi. Mesrine’i bir süper kahraman olarak yüceltme amacı gütmeyen film, onun en karanlık yönleri de dahil olmak üzere derin bir karakter analizi sunuyor. Hikâyenin temel noktası ise, bir ikonun ardındaki insanı keşfetmek oldu.
