Lou adında bir adam, kazalar, yangınlar, cinayetler ve neredeyse para kazanma potansiyeli taşıyan her türlü kaos durumunu hedef alarak bir kamera ekibine katılıyor. Gece muhabirliği gibi zorlu ve riskli bir mesleği üstlendiğinde, belirsizlik ve ölümcül sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Her polis sireninin, her mağdurun ve her damla kanın paraya dönüşebileceğini fark ettiğinde, bunu büyük bir fırsat olarak değerlendiriyor. Bu nedenle, yakaladığı bir hikayeyi en büyük çıkışını sağlamak için kullanmaya karar veriyor. Ancak bu, ahlaki değerlerden yoksun, tehlikelerle dolu ve son derece zeki bir strateji gerektiriyor. Lou, maceraperest bir ruh taşıdığı kadar, hızlı hareket etme ve risk alma yeteneğiyle bu zorluğun üstesinden gelmeye çalışıyor. Kendi çıkarları doğrultusunda olayları manipüle etmekten çekinmeyen, soğukkanlı ve hesaplı bir şekilde ilerliyor. İşte bu noktada, Lou’nun hikayesi, adrenalin ve paraya dönüşebilecek her türlü olaya olan yıkıcı tutkusunu ve bu hırsıyla ne denli tehlikeli durumlara göz yumabildiğini gözler önüne seriyor. Her ne kadar bu yol riskli ve belirsiz olsa da, Lou'nun gözünde tek önemli olan şey, hikayenin ona kazandıracağı parayı maksimize etmek.