Ormancılık mesleğiyle ilgilenen bir adam, iş gereği Londra'dan İrlanda'nın kırsal bir kasabasına ailesiyle birlikte seyahat eder. Kasaba halkı, bu ormancının varlığından oldukça tedirgindir. Onların inancına göre, ormanda yaşayan ruhlar, adamın sürekli ormana girmesi ve çıkması nedeniyle huzurlarının kaçacağı ve kötü olayların başlarına geleceği korkusunu taşımaktadırlar.
Bu durum, kasaba sakinleri arasında bir endişe yaratır ve ormancı, kasabanın huzurunu tehdit eden bir figür haline gelir. Ormanın derinliklerinde var olduğuna inanılan ruhların, adamın faaliyetleri nedeniyle rahatsız olacağına dair yaygın bir kanaat oluşur. Bu inanç, kasaba halkının günlük yaşamını etkileyen bir kaygı kaynağı haline gelir.