Liz, Kristy ve Ben, gençliğin coşkusu ve macera arzusuyla dolup taşan üç yakın arkadaş. Cesur bir karar alarak, sırt çantalarını kapıp egzotik ve heyecan verici bir Avustralya yolculuğuna çıkmaya karar verirler. Tek amaçları, bolca eğlenmek ve yeni yerler keşfederek ufuklarını genişletmektir. "Wolf Creek" Ulusal Parkı'na ulaştıklarında, karşılarında uzanan geniş arazinin büyüleyici manzarasına hayran kalırlar. Bu muazzam doğaya bakarken, gençliklerinin tüm enerjisi, dostlukları ve aşklarıyla ilgili güzel hayallere dalarlar. Ancak, bu noktada üzerlerine çökecek olan korkunç tehlikenin farkında değillerdir.
Bir süre sonra, araçları aniden arıza yapar ve bu durum onları çaresiz bir duruma sokar. Tek çare olarak, yoldan geçen birinden yardım istemeyi düşünerek beklemeye başlarlar. Karanlığın giderek bastırdığı bu bekleyiş sırasında, gözlerini kamaştıran bir ışık belirir. Bu ışık, Mick Taylor adında gizemli bir adamın kamyonetinin farlarından başka bir şey değildir. Kendilerine yardım edeceğini söyleyen bu adama güvenerek, sabahın ilk ışıklarıyla yolculuklarına devam etmek için gözlerini kapatırlar. Ancak gençler, Mick'in gerçek yüzüyle karşılaştıklarında, korkunç bir durumla yüz yüze gelirler.
Bu film, gerçek olaylara dayanmasıyla dikkat çeken, Avustralya'nın en ıssız bölgelerinde yaşanan olayları ele alıyor. Kendinizi bir anlık maceranın içinde bulabileceğiniz bu yapım, gerçeğin ne kadar korkutucu olabileceğini gözler önüne seriyor.
