Yeteneklerine sırt çevirirsen, seni aramaya çıkar ve bulduğu yer kalbindeki cehennemden başka bir yer değildir. Doktor Helen Stevens Celia Williams, Alzheimer gibi dejeneratif beyin hastalıklarını tedavi etmek amacıyla yenilikçi bir terapi geliştirmeye çalışan bir sinirbilimci olarak karşımıza çıkıyor. Teorilerini kanıtlamak için hayaletler üzerinde bilişsel testler gerçekleştirmesi gerektiğini savunuyor; çünkü ona göre hayaletler, fiziksel bir beyin olmaksızın hareket edebilen ve hatırlayabilen varlıklardır. Bu düşünceden yola çıkarak Helen, insanların ruhları aracılığıyla beyin olmadan da hatırlama yeteneğine sahip olabileceğini öne sürüyor. Akıl hocasının vefatının ardından, Helen, test edilmeyi kabul eden iyi niyetli hayaletlerin yaşadığı bir daire bulur. Ancak asıl zorluk, Helen’in 15 yıl önce kızının ölümünden sonra diğer tarafla bir daha asla iletişim kurmayacağına dair verdiği yemindir; bu nedenle yeteneğinden vazgeçmiştir.
Elsa Elizabeth Bochmann adında bir sanatçı, uzun yıllardır peşini bırakmayan bir iblisle başa çıkabilmek için Helen’den yardım istemektedir. Bu noktada olaylar farklı bir boyut kazanır. Helen, artık Elsa ve Rachel Iris Cayatte adında iki öğrencisiyle birlikte çalışmaya başlar. İletişim kurdukları hayaletler, onlara projelerinde yardımcı olabilecek bir cihazın tasarımlarını sunarlar. Ancak her teknoloji gibi, bu cihazın da bazı riskleri bulunmaktadır!
