Femi, ailesi tarafından terk edilmiş bir çocuk olarak, koruyucu annesi Mary ile birlikte büyümektedir. Ailesinin yokluğunu hissetmeden, futbol tutkusuyla dolu bir çocukluk geçiren Femi, yaşadığı evden, onu büyüten Mary’den, okulundan ve arkadaşlarından oldukça memnundur. Ancak bir gün, onu terk eden annesi aniden ortaya çıkar ve Femi’yi yaşadığı kırsal alandan alarak Londra’ya götürür. Bu beklenmedik değişim, Femi’nin hayatında köklü bir dönüşümün başlangıcını simgeler. Artık bambaşka bir yaşam, yeni bir çevre ve neredeyse nefret ettiği öz annesiyle yüzleşmek zorundadır.
Zamanla, Femi Londra’nın varoşlarına uyum sağlasa da, bu adaptasyon süreci onun hayatını olumlu bir şekilde etkilemekten çok, adım adım onu tehlikeli bir uçurumun kenarına sürüklemektedir. Öğretmeni ve annesi, Femi’nin başarılı bir birey olmasını ve sınavlarını geçmesini istemektedir; ancak yaşadığı travmalar, onun bu hedeflere ulaşmasını engellemektedir. Femi’nin hayatının hangi yöne savrulacağı, tamamen kendi seçimlerine bağlıdır.