Clayton, Thompson Üniversitesi'nden yeni mezun olmuş bir sanatçı adayıdır ve sanat eserlerinin, sanatçıların en karanlık dönemlerinde ortaya çıktığına inanır. Hayatında hangi yolda ilerleyeceğini bilemeyen bu genç sanatçı, belirsizlik nedeniyle derin bir depresyona sürüklenir. Kendini bulmak ve içindeki ilham ateşini canlı tutmak amacıyla, en yakın arkadaşı ve kız arkadaşıyla gerçekleştirdiği bir dizi röportajın ardından, ormanın derinliklerine, telefon ve diğer iletişim araçlarından uzak bir şekilde gitmeye ve beş gün boyunca yalnız kalmaya karar verir. Çevresindekiler onu bu karardan vazgeçirmeye çalışsalar da, Clayton bu deneyimi yaşamak konusunda son derece kararlıdır.
Ancak, ilham kaynağı olarak aradığı mutlak yalnızlık, beklediğinden çok daha acımasız bir deneyim sunar. Doğanın derinliklerinde yalnız başına kaldığında, güvenebileceği tek şey, aklını kaybetmemeye çalışmaktır. Düşük bütçeli bir yapım olmasına rağmen, korku ve gerilim tutkunlarının kesinlikle göz ardı etmemesi gereken bir film olarak öne çıkmaktadır.
