Yıl 2038'de George, bir zamanlar trafik kazasında kaybettiği eşini geri kazanma takıntısıyla yaşayan bir robot mühendisidir. Yarı robot, yarı insan olan prototipler üzerinde uzmanlaşmış olan George, sürekli olarak bu robotları geliştirerek, ölmüş karısının tam bir kopyasını yaratmaya çalışmaktadır. Birçok farklı prototip üzerinde denemeler yaptıktan sonra, nihayet aradığı mükemmelliği elde etmeyi başarmıştır. Bu durum, George için karısını yeniden yaratmanın yanı sıra, onu yeniden tanıma fırsatı da sunmaktadır. Ancak, George'un bu deneyimi beklediği gibi gelişmeyecektir. Zira robotlar ne kadar kusursuz görünseler de, asla gerçek bir insanın yerini tutamaz ve bir insana sunduğu duyguları veremezler. George, bu gerçeği kısa sürede fark edecektir; fakat o noktada iş işten geçmiş olacaktır.
George'un çabaları, kaybettiği eşinin anısını yaşatmak için bir yol arayışının sonucudur. Yıllar boyunca, kaybının acısıyla başa çıkmaya çalışırken, teknolojiye olan tutkusu onu bu noktaya getirmiştir. Geliştirdiği robotlar, dış görünüşleriyle karısının birebir kopyasıdır; ancak içsel duygusal derinlikleri ve insan olmanın getirdiği karmaşıklık, bu prototiplerde asla tam anlamıyla var olamayacaktır. George, bu robotların fiziksel olarak mükemmel olsalar bile, gerçek bir insanın sunduğu sıcaklık ve bağlılığı asla sağlayamayacaklarını anlamaya başlayacaktır.
Sonunda, George'un yarattığı robot, karısının hatıralarını canlandırsa da, onun yerini dolduramaz. George, bu deneyimle birlikte, kaybının acısını bir kez daha yüzleşmek zorunda kalır. Robot, karısının dış görünümünü yansıtsa da, onun ruhunu ve kişiliğini taşıyamaz. George, bu gerçeği kabullenmekte zorlanırken, geçmişle yüzleşmek ve kaybının acısıyla barışmak zorunda kalacaktır. Bu süreç, ona hayatın gerçek anlamını ve kayıpların geri dönüşsüzlüğünü öğretirken, aynı zamanda insan olmanın getirdiği duygusal derinliği de yeniden keşfetmesine neden olacaktır.
