Kaylee, iki yıl önce kız kardeşi Weeta’nın aniden kaybolması, daha doğrusu kaçırılmasıyla sarsılmış bir boksördür. Bu korkunç olaydan önce Kaylee, bir boks şampiyonu olarak tanınırken, yaşadığı travmanın ardından derin bir depresyona sürüklenir. Kız kardeşinin hayatta mı yoksa ölü mü olduğunu bile bilmeyen Kaylee, zamanla kendini tamamen kaybeder ve artık bir şampiyon olma unvanını yitirmiştir. Durumu giderek kötüleşen Kaylee, bir kadın sığınma evinde yaşamaya başlar ve geçimini sağlamak için bir lokantada çalışmak zorunda kalır. Koçu, ona kendini toparlaması gerektiğini söylese de Kaylee, bu durumu aşmakta zorlanmaktadır. Çünkü ölü olarak kabul edilen kız kardeşinden hiçbir iz yoktur. Kız kardeşi için hala yas tutan Kaylee’ın hayatı birdenbire değişir. Çünkü Kaylee, kız kardeşi hakkında asla düşünmediği bir haber alır. Bu haber, olayı zaman zaman araştıran bir dedektiften gelir. Dedektif, Kaylee’a kız kardeşinin hayatta olduğunu ve bazı kişilerin onu gördüğüne dair bilgiler aldığını iletir. Bu durum, Kaylee için yeni bir umut ışığıdır ve bu haberi araştırmaktan vazgeçmek istemez. Ancak, karşısında son derece tehlikeli bir durum vardır. Kız kardeşi kaçırılmıştır ve onu kaçıranlar, insan ticareti yapan acımasız bir çetedir. Kız kardeşiyle ilgili bilgileri netleştirmek için Kaylee, bu acımasız örgüte sızmak zorundadır ve her şeyi kendi gözleriyle görmek istemektedir. Kaylee, tam da bunu başarır ve örgüte sızmayı başarır. Ancak, kız kardeşini bulmak ve örgütten kurtulmak, örgüte girmek kadar kolay değildir. Bu süreçte Kaylee, kendini toparlamalı ve bir an önce eski şampiyonluğundaki gücünü geri kazanmalıdır.
