Bir ahlaki çöküş içinde olan bir adam, siyasetin ve gücün acımasız arenasında yükselmeyi arzulamaktadır. Bu hırslı birey, gücün cazibesine kapılarak tüm etik değerleri bir kenara itmektedir. Hedeflerine ulaşmak için her türlü yolu mubah sayar. Yalan, dolan, entrika ve manipülasyon gibi kirli oyunlara başvurmaktan çekinmez. Çıkar ilişkilerini ustaca kullanarak, kendisini yükseltecek her fırsatı değerlendirmeye çalışır. Ancak, bu tehlikeli yolculukta attığı adımlar onu yalnızca daha büyük tehlikelerle yüzleştirir. Zamanla, sebep olduğu zararların ve kurduğu komploların sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.
Bu süreçte, hayatını tehdit eden düşmanlar edinir ve gücün bedelini ağır bir şekilde ödeyebileceği gerçeğiyle karşı karşıya gelir. Hırsı ve yükselme arzusu, yaşamının en büyük riskine dönüşür. Sonuç olarak, bu adamın hırsı, onu yalnızca daha fazla güç arayışına değil, aynı zamanda kendi sonunu hazırlayan bir yola sürükler. Gücün peşinde koşarken, kaybettiği değerler ve edindiği düşmanlar, onu bekleyen tehlikelerin habercisi olur.
