Agorafobi, yani açık alan korkusu ile başa çıkan Hana, aynı zamanda yetenekli bir profesyonel oyuncudur. Günlük yaşamını büyük ölçüde evinin içinde sürdürmekte ve zamanının çoğunu sanal ortamda geçirmektedir. Bir gün, oyun becerilerini geliştirmek amacıyla yeni bir ekipman satın alır. Bu yeni cihaz, Hana'ya oyun içerisinde daha fazla kontrol ve hassasiyet sunmak için tasarlanmıştır. Ancak, Hana bu ekipmanı kullanmaya başladıktan sonra bazı garip durumlar fark etmeye başlar.
Ekipmanın, yalnızca oyun dünyasında değil, gerçek hayatta da davranışlarını etkilediğini düşünmeye başlar. Bazen oyun içindeki seçimlerinin dış dünyadaki yaşamını etkilediğini ve gerçek hayattaki hareketlerinin oyun avatarına yansıdığını gözlemler. Bu durum, Hana'nın zihnini karıştırır ve paranoyasını artırır. Cihazın onun düşüncelerini okuyup okumadığını ya da doğrudan kontrol edip etmediğini sorgulamaya başlar. Hana, giderek artan bir şüphe ve korku içinde sıkışıp kalır ve bu yeni teknolojinin ardındaki gizemleri çözmeye çalışır.
